Adı “organize suç örgütü lideri”ne çıkan belediye başkanını içeriden çıkarmak için sokağa dökülenlere bir sorum var: Asıl boykot edilmesi gereken İBB değil mi? Bizim semtte gün aşırı sular kesiliyor.
Caddeler, sokaklar delik deşik, çukur dolu…
Pek çok mahallede çöp dağları var.
Suyun metreküpü, doğalgazdan pahalı. (İSKİ son olarak her ay zam yapma kararı aldı)
Millet park edecek yer bulamazken, İBB; caddeleri, sokakları, büyük otel ve restoranlara peşkeş çekiyor.
Şehri depreme hazırlamak için tek bir önlem alınmazken, toplanan paraları aralarında bölüşüp, villalara gömüyorlar.
Hepimizin parasıyla kendi yandaş sanatçılarına konser adı altında milyonlarca lira akıtıyorlar.
Yine halkın parasıyla Paris Olimpiyatları’nda şato kiralayıp şarap partileri veriyorlar.
Belediye bütçesinin büyük kısmını kendi reklamlarını yaptıkları tanıtım faaliyetlerine ve ilanlara harcıyorlar.
Şehrin en büyük sorunu trafik iken, bu meseleye sürekli sırtlarını dönüp, vatandaşın vaktini ve yakıtını pervasızca heba ediyorlar.
Bakımsızlık yüzünden hemen her gün yanan otobüsler, çarpışan metrobüslerle karşılaşıyoruz.
Önce bunların hesabının sorulması için protesto gösterileri yapılması gerekirken siz sokakta neyin peşindesiniz? Bir sorun kendinize…
Özgür Özel’in reytingi
Dünyada ilk kez bir partinin lideri, halkını yerli ve milli firmaları boykot etmeye çağırdı, tutmadı. “2 Nisan’da alışveriş yapmayacağız” dedi, millet çarşılara koşup, esnafı ihya etti. “Fenerbahçe – Galatasaray maçını Atv’den izlemeyeceğiz” dedi, maç yayını rekor kırıp, reyting listesinin tepesinde yer aldı. Üstelik bayram tatili haftasına denk gelmesine rağmen.
Atv’nin yıllardır en çok izlenen kanal olduğu zaten aşikâr. Ama Özgür beyin reytinginin bu kadar düşeceğini beklemiyordum doğrusu…
Mutluluk hırsızı Mourinho
Derbi kazanamadı. Galatasaray’a kendi evinde iki kez mağlup oldu. Avrupa’da erkenden elendi. Kupayı kaybetti. Lige havlu atalı haftalar oldu. Ama hatayı hiçbir zaman kendinde aramadı. Ya hakemleri, ya ezeli rakibini suçladı. Sorumsuz demeçleriyle Türk Futbolu’nun marka değerini dibe vurdurdu. Kendisine makul sorular soran muhabirleri aşağıladı, yorumcularla dalga geçti. Kibrine yenilip yenilip durdu. Hırçınlığı yüzünden en kritik maçlarda kulübede değil, tribündeydi. Bırakın takıma yeni yetenekler kazandırmayı, Dzeko, Tadiç ve İrfan Can Kahveci gibi süper starların dengesini bozup, verimlerini azalttı. Israrla aldığı Maximen’i bile futbola küstürdü.
Bana göre Galatasaray’a 2-1 mağlup olduğu son kupa maçıyla Türkiye kariyerini rezil bir şekilde noktaladı. Yahu, santraforu (En Nesyri) topa ilk kez 45’inci dakikada dokunabilen bir takım nasıl kazanır, söyler misiniz?
Ve en sonunda bükemediği bileğin sahibinin burnunu çimdikleyerek, “aczini” tüm dünyaya ilan etti.
Seni, 9 yaşındaki kızıma ömründe bir şampiyonluk yaşatamayan, her derbide onun yüzündeki gülümsemeyi çalan bir “mutluluk hırsızı” olarak hatırlayacağım.
İstersen allame-i cihan ol, seni takımımın başında görmek istemiyorum dünyanın en iyi teknik direktörü (!) Jose Mourinho…
(Bu Mourinho’nun Fenerbahçe’yi yönetemediğini sezon başından beri yazıyorum. Halep oradaysa, arşiv burada)
Ne demiş?
“Özgür Özel’in boykot çağrısından sonra CHP’den istifa ettim. Özgür Bey söyledi diye boykot yapacak değiliz.”(A Haber’e konuşan sokaktaki kadının sözleri)
Gaf kürsüsü
KKTC’deki okullarda başörtüsü yasak ama Rum Kesimi’nde serbest. Başka söze gerek var mı?
Zap’tiye
Özgür Özel’den önce “Türk firmalarını boykot edin” diyen son kişi, Netanyahu’nun oğluydu…
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
11 Nisan 2025SPOR
11 Nisan 2025GÜNDEM
11 Nisan 2025SPOR
11 Nisan 2025SPOR
11 Nisan 2025GÜNDEM
11 Nisan 2025GÜNDEM
11 Nisan 2025